2018 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümüne başladım. Bu, ikinci üniversite tercihimdi ve bugün dönüp baktığımda, o gün verdiğim kararın beni hayal bile edemeyeceğim noktalara taşıdığını görüyorum.
2022’de mezun oldum ve son sınıf stajımı tamamladığım özel bir firmada profesyonel kariyerime adım attım ve Haziran 2022 – Haziran 2023 arasında aktif olarak görev aldım. Ardından, uluslararası alanda kendimi geliştirme hayalim doğrultusunda Kasım 2023’te İtalya’nın Milano şehrine taşındım. DomusAcademy’de Interior and Living Design yüksek lisans programına kabul edildim ve Şubat 2025’te mezun oldum.
Bu süreçte, kişisel hayatımda da önemli bir adım attım; Eylül 2024’te 8 yaşındaki kızımı yanıma aldım. Burada ikinci sınıfa başlayan kızım, şimdi eğitimine üçüncü sınıfta devam edecek. Bir kadın olarak hem öğrencilik hem profesyonel hayat hem de annelik sorumluluklarını aynı anda yürütmenin ne kadar güç ama bir o kadar da güçlendirici olduğunu birebir yaşadım. Bu yolculuk bana, cesaretin bazen bir okul çantasına iki hayat sığdırmak anlamına geldiğini öğretti.
Kültür Üniversitesi'nde aldığım eğitim, bana sadece mesleki bilgi kazandırmadı; aynı zamanda özgüven, vizyon ve üretme cesareti de kattı. Alanında uzman, donanımlı ve destekleyici akademik kadrosuyla her zaman gelişimime katkı sağlayan bir ortamda bulunmak benim için çok kıymetliydi. Her zaman fikirlerime değer verilen bir ortamda olmak, kendimi geliştirmem için büyük bir motivasyon kaynağıydı.
Bugün Milano’da, bağımsız bir iç mimar olarak uluslararası projelerde deneyim kazanmaya devam ediyor; yaşam alanlarını kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda yeniden kurguluyorum. Kültürel çeşitliliğin ve çok disiplinli çalışmanın önemini her geçen gün daha iyi kavrıyor, farklı coğrafyalarda üretebilmenin özgürlüğünü yaşıyorum.
Mimarlık benim için sadece estetik üretmek değil; bir yaşam biçimini, bir düşünce biçimini tasarlamak demek. Mekânları değiştirmenin aslında hayatları dönüştürmek olduğuna inanıyorum. Bu bilinçle çıktığım her projede, bir iz bırakmak, bir dokunuşu anlamlı kılmak en büyük motivasyonum.
Kültür Üniversitesi benim için yalnızca bir eğitim kurumu değil; potansiyelimi fark ettiğim, yolumu çizdiğim ve sınırlarımı zorlamayı öğrendiğim bir başlangıç noktasıydı. Bugün geldiğim noktada, o temellerin sağlamlığına her adımda bir kez daha şahit oluyorum.
Kültürlü olmaktan her zaman gurur duydum, duymaya da devam edeceğim.
Zeynep Çınar
İstanbul Kültür Üniversitesi
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü, 2022 Mezunu
Domus Academy Milano – Interior & Living Design, 2025 Mezunu
İç Mimar / Freelance Tasarımcı
Ben Enes BALCI. 2020 yılında İstanbul Kültür Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun oldum. 2016 yılında başlayan üniversite öğrenim hayatım, hiç beklemediğim şekilde ve hızla, tahmin ettiğimden çok daha farklı bir biçimde şekillendi. Her öğrencinin alışageldiği "Üniversite, kendini geliştirdiğin bir yerdir." sözünün anlamını tam anlamıyla kavradığım bir deneyim haline geldi.
Seçmiş olduğum bölümün hem mental hem de fiziksel gereksinimleri zaman zaman zorlayıcı olsa da üniversite kadrosundaki değerli isimlerin vizyonları, deneyimleri ve dünyaya bakış açıları sayesinde alabileceğim en iyi eğitimlerden birini alma fırsatı buldum.
İç mimarlık eğitimi aldığım süreçte en önce fark ettiğim etkenlerden biri, hocalarımın üniversiteye sadece eğitim vermek için gelmediklerini anlamam oldu. Bana aşıladıkları tasarım aşkı, yaratma isteği ve tasarımcı içgüdüsü, seneler geçmesine rağmen benimle kaldı ve hayatımın her alanında bana yardımcı olmaya devam etti.
2020 yılında mezun olduktan sonra pandemi dönemiyle geçirdiğim süreci geriye dönük düşünme fırsatı bulunca, başladığım nokta ile geldiğim yer arasındaki farkı — aldığım eğitim açısından — daha iyi kavradığım bir dönem oldu.
2023 yılında İngiltere’den aldığım kabul mektubu ile yüksek lisans eğitimi için ülkeden ayrıldığımda, sürekli düşündüğüm “Acaba yeteri kadar yetkinliğe sahip miyim?” sorusu birkaç ay içerisinde tamamen yok oldu. Hayatımda ilk defa farklı milletlerden ve kültürlerden gelen insanlarla çalıştığımda, üniversitede öğrendiklerimi uygulayıp insanlara aldığım eğitimi aktardıkça, aramızdaki farkı sadece ben değil, İngiltere’deki öğretim üyeleri de gözlemlemişti.
Dünya çapında kaliteli bir eğitim verdikleri için hocalarıma olan minnet duygumu asla kaybetmeyeceğim. Bu duygu, yaşadıkça pekişti ve her geçen gün daha da arttı. Yüksek lisans eğitimi boyunca başkalarıyla paylaştığım bilgiler, aldığım ödüller ve insanların hayranlıkla baktıkları projelerin; hocalarımın bana gösterdiği emeklerin ürünü olduğunu fark ettiğimde hissettiğim gurur, tarif edilemezdi.
Öğretmenden öte, bana dost olan hocalarımın emekleri için ne kadar teşekkür etsem az olduğunu biliyorum. Onların yetiştirdiği bir insan olmaktan büyük bir gurur duyuyorum.
Enes Balcı
İstanbul Kültür Üniversitesi
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü, 2020 Mezunu
İstanbul Kültür Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde başlayan lisans eğitimim, mesleki yönelimimi şekillendiren ve tasarıma yaklaşım biçimimi kalıcı şekilde dönüştüren kuramsal ve uygulamalı bir zemin oluşturdu. Mekanın biçimsel niteliklerinin ötesine geçen tasarım anlayışı, atölye kültürünü kuramsal çerçeveyle birlikte ilerleyen bir yapıya dönüştürdü. Hocalarımla kurduğum açık ve sürdürülebilir diyalog, tasarım kararlarımda kavramsal bütünlük sağlamama olanak tanıdı. Proje teslimlerinden jüri değerlendirmelerine uzanan süreçler ise mesleki disiplinin temellerini inşa etti. Bu dönemde kazandığım atölye disiplini ve düşünsel arka plan, mezuniyet sonrası farklı ölçeklerde geliştirdiğim projelerde doğrudan karşılık buldu. Lisans sürecinde şekillenen bu temel yaklaşım, aynı kurumda yürüttüğüm yüksek lisans çalışmaları boyunca daha analitik bir boyut kazandı. Araştırma yöntemlerine dayalı içerikler, iç mekan tasarımını psikolojik ve fizyolojik etkiler üzerinden değerlendirmeye olanak tanırken; akademik danışmanlık süreci, kavramsallaştırma becerilerimi güçlendirdi. Profesyonel alandaki deneyimlerimle birlikte, İKÜ'de edindiğim temsil yaklaşımı, detay odaklı düşünme yapısı ve etik bakış açısı, bugünkü üretim pratiğimin merkezinde yer alıyor. İstanbul Kültür Üniversitesi’nde geçen yıllar, düşünsel donanım, estetik kavrayış ve kullanıcıya duyarlı tasarım kurgusu arasında sürdürülebilir bir denge kurmamı mümkün kıldı. “Kültürlü” olmak, bu yaklaşımı canlı tutan ve tasarımı, bir düşünme biçimi olarak gören bir anlayışı ifade ediyor.
Edibe GENÇ
İstanbul Kültür Üniversitesi
Lisans: İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı, 2018 Mezunu
Yüksek Lisans: İç Mimarlık, 2022 Mezunu
Yapı Kataloğu
Öğrencilik döneminin bitişi aslında hayatımızda belirleyici bir dönüm noktasına girişimiz demektir. Üniversite hayatının yaşamımıza kattıklarıyla yönümüzü belirlemeye başlarız. Tabi ki burada üniversite seçimimizin ne kadar önemli olduğu vurgusunu asla unutmamız gerekmektedir. Üniversiteye başladığımız ilk yıl yerimizi bulmaya çalışırız. İkinci yıl, yaptığımız plan doğrultusunda ilerleriz. Üçüncü yıl, geleceği düşünerek devam ederiz. Ve son yıl, amacımızı bularak güçlü bir şekilde bitirmeyi hedefleriz. Dönemin ilk günlerinden itibaren öğretmenlerimiz tarafından, sorulara cevap verilmesi, iyi iletişimlerin kurulması, her şeyin açık ve net bir biçimde aktarılması, bilmediklerinle yargılanmayıp öğrenmen için emek verilmesi doğru bir bölümü tercih ettiğinizi hissettirir. Meslek hayatına ilk adım attığımda beni her anlamda geliştiren ve değiştiren bir bölüm okuduğumun farkına varmıştım. Öğretmenlerimin ezberci eğitim sisteminden uzak, uygulayıcı, yaşamdan kopuk olmayan öğretici ve geliştirici öğretimi sayesinde iş yaşamına kendimden emin bir şekilde başlamama sebep oldu. Üniversite dönemi boyunca hazır bilgiyi almak yerine bize araştırmanın önemini vurgulayan öğretmenlerime minnettarım. Böylelikle yaşantım boyunca bilgiye ulaşma yollarını bulabilme kabiliyetine sahip olmamı sağladılar. Daha sonrasında kurulan iletişiminin devamıyla akademik hayat başlangıcı için İKÜ de yüksek lisans yapmaya karar verdim. Öğretmenlerimin doğru yönlendirmeleri ve her daim destek olmaları bu bölümde okumanın bana kattığı en büyük artılardan biridir. Yazının başında da bahsettiğim gibi üniversite seçimi yaşamınıza katılacakların ilk basamağını oluşturmaktadır. Geri kalanı okurken kendimizi geliştirmemiz ve temelimizi sağlamlaştırmamızla şekillenecektir. Bizi bekleyen iş hayatı üniversitede yaptıklarımız ile yön bulmaktadır.
Selen Nur ÖZBAY
İstanbul Kültür Üniversitesi
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü, 2019 Mezunu
KUSA Yapı İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti.
Lisans eğitimime 2015 yılında tam burslu olarak başladım. 2019 yılında İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü'nü "Fakülte Birincisi" olarak, 2020 yılında ise Mimarlık Bölümü'nü "Yüksek Onur Öğrencisi" olarak tamamlayarak mezun oldum. Çift anadal programıyla yürüttüğüm bu süreç; mimarlık ve iç mekân tasarımını birlikte düşünmeyi, ölçekler arası geçişleri okuyabilme ve tasarımın fiziksel ve kavramsal katmanlarını anlayabilmeme olanak sağladı. Şimdilerde tamamladığım yüksek lisans eğitimimle birlikte lisans yıllarında kazanmış olduğum bu altyapının önemini çok daha iyi kavrayabiliyorum.
Akademik kadrosu ve sunduğu imkanlar sayesinde tercih ettiğim İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne; sağladığı disiplinler arası seçmeli dersler ve üretime dayalı atölye çalışmalarının yanı sıra güncel tartışmaları odağına alan akademik etkinlikler sayesinde entelektüel anlamda da beslenen bir öğrenme ortamı sundukları için sonsuz teşekkür ediyorum. Mimarlığın yalnızca bir meslek pratiği değil aynı zamanda bir düşünme ve okuma biçimi de olduğunun farkındalığı, eminim ki her bir dönem arkadaşımın meslek hayatına da benimkine olduğu kadar yansımıştır.
Öğrencilik yıllarım boyunca birçok farklı ofiste staj yaparak erken yaşta profesyonel deneyim kazanma fırsatı buldum. Bu süreçte hocalarımın özellikle mimari yarışmalar konusundaki yönlendirmeleri, mesleki hayatımda belirleyici oldu. Katıldığım yarışmaların bir kısmında hocalarımla birlikte üretim süreci içerisinde yer almak, akademik bilgiyi pratiğe taşıma anlamında benim için çok değerliydi. Bu sayede mimarlığın yalnızca teknik bir eğitim olmadığı, aynı zamanda sosyal bir alan olduğunun bilinciyle mezun olduk her birimiz. Bu süreçte bana yol gösteren, eleştiren, ilham veren tüm hocalarıma saygılarımı ve minnetlerimi sunarım.
Nilay DAĞLAR ÖZCAN,
İstanbul Kültür Üniversitesi, 2019 İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Mezunu
İstanbul Kültür Üniversitesi, 2020 Mimarlık Mezunu
İstanbul Kültür Üniversitesi’nde bir öğrenci olmak, yalnızca derslere girip çıkmakla, bir diploma almakla açıklanabilecek bir deneyim değildi benim için. Bu üniversitenin bir parçası olmak; Atatürk Rönesansı’nın izini taşıyan bir eğitim anlayışının, insanı yalnızca mesleğe değil hayata da hazırlayan bir kültürün içinde yetişmek anlamına geliyordu. Adını taşıdığı gibi, gerçekten de bir kültür yuvasıydı burası. Her adımda düşünmeye, sorgulamaya, üretmeye ve en önemlisi insan kalmaya teşvik eden bir yapıydı.
Mezunu olduğum İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü ise yalnızca mimari çizgiler ve tasarımlardan ibaret değildi. Fakültemiz, zaman zaman düşmekten korktuğumuzda elimizden tutan, başarısız olma ihtimaliyle yüzleştiğimiz anlarda dahi omuzlarımızda desteğini hissettiğimiz, içimizi aydınlatan bir yol arkadaşıydı. Hocalarımız yalnızca bilgilerini değil, zamanında kendi yürüdükleri o taşlı yolları da bizimle paylaştılar. Anlayışla, sabırla, bize hem mesleki hem de insani yönden eşlik ettiler. Bazen bir tasarımın köşesinde, bazen bir proje jürisinden sonra dökülen gözyaşımızda, hep yanımızdaydılar.
Bugün geriye dönüp baktığımda, bu dört yıl boyunca yalnızca bir meslek değil, bir bakış açısı kazandığımı görüyorum. Yapı derslerinde öğrendiğimiz gibi; bir yapının güvenli, dayanıklı ve uzun ömürlü olabilmesi için farklı işlevleri olan farklı malzemelerin bir arada ve uyum içinde çalışması gerekir. Tıpkı bizim bölümümüzde olduğu gibi… Farklı şehirlerden, farklı düşüncelerden, farklı geçmişlerden gelen bizler, bir araya gelerek büyük ve güçlü bir yapı kurduk. Bizi ve okulumuzu güçlü kılan da tam olarak buydu: farklılıklarımız.
Bu çok yönlü altyapının bana kazandırdığı en önemli değerlerden biri, uluslararası bir perspektife sahip olmamı sağlamasıydı. Almanya’da geçirdiğim bir yıllık Erasmus deneyimi, hem akademik hem de kişisel anlamda sınırlarımı genişletirken, farklı kültürlerle tasarım üzerinden kurduğum bağlar bana çok şey kattı. Bugün geldiğim noktada, Münih Teknik Üniversitesi (TUM) ve İngiltere’deki prestijli üniversitelerden aldığım yüksek lisans kabulleriyle bu yolculuğun ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha görüyorum. İstanbul Kültür Üniversitesi’nde filizlenen bu eğitim serüveni, artık uluslararası bir platforma taşınıyor ve ben bu birikimi, küresel ölçekte daha ileriye taşımak için yola çıkıyorum.
Bugün artık mezun oluyorum ama içimde tarifsiz bir minnet ve aidiyet duygusuyla ayrılıyorum bu sıralardan. Bu okulda öğrendiğim her şey, yalnızca çizimlerimde değil, yürüdüğüm yolun her adımında benimle olacak. Burada kazandığım dostluklar, aldığım ilham, yaşadığım zorlanmalar ve her şeye rağmen hiç solmayan umut… Hepsi beni ben yapan tuğlalar gibi içime işlendi.
İstanbul Kültür Üniversitesi’ne, değerli hocalarıma ve bu yolculukta yanımda olan tüm arkadaşlarıma yürekten teşekkür ederim. Biz, bu ekolden çıkmış olmanın gücünü her adımda taşıyacağız. Ve biliyorum ki, nerede olursak olalım, bir gün yollarımız yine aynı masa etrafında, aynı sevgi ve saygıyla kesişecek.
İçtenlikle,
Ege Arca Özcan
İstanbul Kültür Üniversitesi
İç Mimarlık Ve Çevre Tasarımı Bölümü (İngilizce Program), 2025 Mezunu